Yaşamla bir oyundu bu kovalamaca…
Ah! Can parçası.
Düşünceler baloncuk oluşturmaya başlarken usumda, on yüz bin baloncuk
yutan kız arsızca gülümsedi sarı solgun yüzüyle kaybolurken pencerede.
Ya benim gül kokulum neredeydi ki.
Aman Allahım! yerimden kalkamıyorum. Kollarımı oynatamıyorum. Eyvah!
Bacaklarım yok olmuş. Neredeler, nereye gitmişler. Nasıl kalkacağım şimdi. Çek
git bay karabasan seninle zaman kaybedemem. Bir daha geldiğiniz de bayım size
söz uzunca bir süre kollarımı ve bacaklarımı hareket ettirmemenize
karışmayacağım ve bağırmayacağım o iğrenç hayvanlarınıza saldırmayacağım ama
şimdi beni bırakınız. Gül kokuluyu bulmam lazım. Hey bayım size söylüyorum,
terk ediniz lütfen beni.
/
Tansiyonum düştüğünde, yaşananları çok kanıksamıştım. Hatta bay
karabasanımla anlaşma bile yapıyordum. Benden gittiğin gün bayım.O benden
gider miydi ki, rahatı keyfi yerinde nede olsa. Kollarım bacaklarım emrinde
istediği gibi zapt etmenin keyfini
sürüyor bir bedende. Bağırıyorum da kimse duymuyor çığlığımı. Sesimi de esir
aldı.
Yatakta ne kadar yattığımı anımsamıyorum, gözlerimi açtığımda sabah
olmuş, sütçü köşeyi dönmüş okul vakti yaklaşmıştı.
Yalancısın karabasan, yalancı. Bir daha gelirsen bak neler yapacağım
sana. Ben de senin karabasanın olmazsam bana da kabarmamış kek desinler…
Kara / basan
Yataktan acelece kalkarak üzerimi dahi değiştirmeden sokak kapısında
aldım soluğu, yan dairenin zilini ısrarla çaldım. Kapı duvar.
Kolumdaki saate baktım erkendi, uyuya kalmıştır diye düşündüm. Bir saat
sonra tekrar çalardım kapıyı ve o güzel kız gül gamzeli gülüşleriyle karşılar
mıydı acaba karabasanlı komşusunu.
Anne şefkatim ağır basmıştı yine. Ben hiç anne olmamıştım oysa. Tanrım
bu nasıl bir duyguydu bilmiyordum ta ki Ayşe'yle bir gün merdivende karşılaşana
kadar. Ayşe mi uydurma kadın onun adı Ayşe değil. Olsun ben ona Ayşe ismini verdim
kod adı Ayşe olsun olmaz mı.
Uzun saçlarını sallayarak gülerdi, hiç konuşmadık onunla. Gülümsedik
sadece birbirimize sayısız gülümsemelerle…
O gülümsemelerin ve göz oynaşmalarının arasında birden annesi olduğumu
hissettim Ayşe'nin. O da beni annesi gibi sever miydi acaba?Gözlerinden kalbime
inen ılık sıcaklığı kimseler görmedi,kadın kaçırmış derlerdi
biliyorum.
Bu ses bu ayak sesleri merdivendeki…
***
Ahmetin bana seslendiğini
duydum.Tuvalete gidemeyecek kadar bitkindi.Ördek ister misin diye sordum
usulca ,başıyla onayladı.Gördüğüm rüyanın etkisi geçmemişti henüz.
Ahme'tin sırtı ağrıyor, bacakları, kolları.Yavaşça masaj yapıyorum yarı uykulu.Salı günü stent gelebilirse ve
takılırsa damardan beslenme biter.Birde eve çıktık mı verdiği kiloları
aldırırsak kendini toplar gibi geliyor bana.
Umudumu hiç tüketmedim onun için.Ne kadar beslenecek umut varsa hepsi
içimde birikiyor.Eve çıktığımızda şimdiden ona yapacağım yemekleri
düşünüyorum.Yağlı ballı .Onun sağlığına kavuşması en büyük isteğim.
Odalardan inleme sesleri duyuluyor.İbrahim abi tuvalete kalktı.Hüseyin amca nefes almakta zorlanıyor..Bibap makinesini
takacak birazdan.
İzmir'de sabah oldu,kahvaltı arabasının sesini duyuyorum.
Pınar Atay
Hep o sevgimle
Pınar Atay
Hep o sevgimle
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder